Dr. Onur Parlak, kronik stresi önceden tespit etmek için giyilebilir medikal sensörler üzerinde çalışıyor. Bu sensörler sayesinde hormon seviyelerine bakılarak stresin depresyon ile ilişkisi inceleniyor. Kortizol sensörü sayesinde kronik stres seviyesinin belirlenmesi mümkün oluyor ve bu sayede erken müdahale imkanı doğuyor. Dr. Parlak'a göre, medikal sensörler sayesinde hastalığın etkilerinin ortaya çıktıktan sonra haber vermek yerine daha önceden tahmin edilmesi hedefleniyor. Bu sensörler vücuttaki belirli değerleri sürekli olarak takip ederek anormalliklerin ortaya çıkması durumunda kullanıcıları uyarıyor.

Stres ve depresyon gibi nörolojik rahatsızlıklarda, nöronlar arası iletimde sorunlar ortaya çıkabiliyor. Sinir sisteminin sağlıklı bir insanda yaklaşık 100 milyar adet nöron hücresinden oluştuğunu ve bu hücreler arasındaki etkileşimlerin sinaps adı verilen bağlantılarla gerçekleştiğini belirten Dr. Parlak, nörotransmitter adı verilen kimyasal moleküllerin kullanımından sonra akson uçları tarafından geri alınıp daha sonra tekrar kullanılmak üzere paketlenerek geri kazanılması gerektiğini ifade ediyor. Ancak bu süreçte bir sorun yaşanırsa, beyinde olması gerektiğinden fazla veya az nörotransmitter bulunuyor ve bunların iletilmesi gerektiğinden fazla veya az sinyal diğer nöronlara aktarılabiliyor. Bu durum da beyin hücreleri arasında istenmeyen hareketliliklerin ortaya çıkmasına yol açabiliyor.

Giyilebilir Sensörlerle Kronik Stresin Önceden Tespiti ve Depresyonun Tedavisi

Kronik stresin önceden tespit edilmesi için giyilebilir medikal sensörler üzerinde çalışan Dr. Onur Parlak, bilim dünyasına umut veren gelişmelere imza atıyor. Stres ve depresyon gibi nörolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasında sinir hücreleri arası iletimdeki sorunların etkisi büyük. Bu nedenle yapılan çalışmalar, medikal sensörler aracılığıyla belirli değerlerin takip edilerek stres ve depresyon gibi rahatsızlıkların önceden tespit edilmesine odaklanıyor.

Kullanıcıları uyararak erken müdahale imkanı doğuran kortizol sensörleriyle kronik stres seviyesinin belirlenmesi mümkün oluyor. Kortizol hormonunun takibi sayesinde hastanın depresyona girip girmeyeceği veya süreçleri daha iyi anlamak için başka bilgilere de ihtiyaç duyulabiliyor.

Parlak ve ekibi, kortizol hormonunun takibini sağlayan sensörler geliştirerek depresyonun tanısını ve tedavisini geliştirmeyi amaçlıyor. Bazı ilaçlar nörotransmitterlerin geri dönüşümünü engelleyerek, beyindeki sinyal alışverişini arttırarak depresyonun etkilerini azaltabiliyor. Ancak bu konuda var olan bilgilerin tam olarak tanımlanamadığı bir gerçek.

Parlak, medikal sensörlerle dermal iletkenlik analizi ve kortizol analizi yaparak, dopamin gibi belirli sensörlerin değişimi üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Bu teknolojinin günlük kullanıma uygun hale getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Parlak, stres ve depresyon konusunda umutlu olduğunu vurguluyor. Bilim dünyası bu gelişmeler sayesinde, stres ve depresyonun oluşum mekanizmalarına ilişkin daha fazla bilgiye sahip olacak.