Hakan Atilla: Amerika Beni Kurban Seçti - İşte Detaylar
Kuzey Kıbrıs'a gitmek üzere havalimanına geldiğinde pasaportuna el konulduğunu öğrenen Hakan Atilla, Borsa ile ilgisi olmadığını belirtti.
Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, Amerika'da tutuklanması ve 28 ay cezaevinde kalmasının ardından Türkiye'ye döndü. Atilla, ailesi ile birlikte Kuzey Kıbrıs'a gitmek üzere İstanbul Havalimanı'na geldiğinde pasaportuna el konulduğunu öğrendi. Konuyla ilgili olarak Halk TV yazarı Serpil Yılmaz'a konuşan Atilla, Borsa ile ilgisinin olmadığını belirtti.
Atilla, New York'a Halkbank tahvil ihracı için finans kesimi ile toplantılar yapmak üzere gittiğinde "tutuklanma" riskinin farkında olmadığını söyledi. İşini tamamladıktan sonra dönmek üzereyken tutuklandı. Atilla, "Amerika beni kurban seçti" diyerek, Amerika'nın kendisine karşı açtığı davaya değindi. Davada, hakkında 105 yıla kadar ceza istemiyle açılan 32 aylık mahkumiyet kararı verildi. Atilla, dosyanın en güçlü halkasıydı.
Hakan Atilla'nın Açıklamaları: Pasaportuna El Konulması, Tutuklanması ve Servet İddiaları
Atilla, pasaportuna Borsa İstanbul Genel Müdürlüğü'nden istifa ettiği tarih olan 5 Mart 2021'de el konulduğunu öğrendiğini ifade etti. Amerika'ya giriş değil de dönüş yolunda tutuklanmasına dikkat çeken Atilla, "Birileri ihbar etmiş olmalı. İran'ın nükleer programdan çıkması ile İsrail ile arası açılmıştı. Oradan olabilir, FETÖ olabilir... Organize bir iştir" dedi.
Atilla, Borsa İstanbul Genel Müdürü olduğu tarihlerde SPK Başkanı olan A. Fuat Taşkesenlioğlu'nun kardeşi ve AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu'nun boşanma davasında ortaya saçılan servet iddialarından etkilendi mi sorusuna ise "Doğru mu bilemem. Ancak bir üst düzey bankacı, geliriyle en fazla evini, yazlığını, arabasını alabilir. Daha fazla malı olamaz. Daha fazla malı varsa, devlet memurluğu yapmaz" diye yanıt verdi.
Sedat Peker'in A. Fuat Taşkesenlioğlu'nun 100'e yakın mal varlığı olduğu iddialarına ilişkin soruya ise Atilla, doğru olup olmadığını bilemediğini ancak bankacıların belirli bir gelir sınırlaması içinde hareket etmesi gerektiğini düşündüğünü ifade etti.

