Naci Görür Uyarıyor: Marmara Bölgesi Diz Üstü Çökerse Türkiye Nefessiz Kalır!
Bilim adamı Naci Görür, Marmara depreminin etkileri için uyarıda bulunarak İstanbul'da üçte bir nüfusun göçük altında kalma riski olduğunu belirtti. Ancak önlem alınmazsa bu risk daha da artabilir.
Bilim akademisi üyesi Prof. Dr. Naci Görür, Marmara depreminin vurması durumunda Türkiye Cumhuriyeti'nin hem ekonomik hem siyasi bağımsızlığının büyük bir tehlike altında kalacağı konusunda uyarıda bulunuyor.
Görür, yaptığı açıklamada, "Komplo teorisi gibi bir şey değil bu" diyerek, 100 bin yapının deprem sonucu göçeceğini söylüyor. Bu yapıların 1 milyon daireye eşit olduğunu varsayarak her dairede ortalama 5 kişinin yaşadığını iddia eden Görür, en az 5 milyon insanın doğrudan etkileneceği uyarısını yapıyor. Bu sayı, İstanbul nüfusunun yaklaşık yüzde 25'ine denk geliyor. Görür, ayrıca depremden sonra Türkiye'nin ekonomik olarak zor günler geçireceğini ve hatta bağımsızlığı ile ilgili sorunlarla karşı karşıya kalabileceğini dile getiriyor.
Deprem Riski Altındaki Türkiye'nin Durumu ve Alınması Gereken Önlemler
İstanbul'da hareketli fay hattı üzerinde olan binaların yıkılma riski yüksek olduğundan, Görür, hükümetin acil önlem alması gerektiğini savunuyor. Ancak yeterli önlemler alınmadığı takdirde, depremin sonuçlarıyla başa çıkmak oldukça zor olabilir.
Türkiye, deprem riski yüksek bir coğrafyada yer alıyor. Özellikle Marmara bölgesi, tarihte yaşanan büyük depremler nedeniyle ciddi bir risk altında bulunuyor. Marmara bölgesinin ekonomisi, ticareti ve üretimi, Türkiye'nin can damarı olarak nitelendiriliyor. Ancak, bu bölgede olası bir deprem felaketi durumunda Türkiye'nin ekonomisi diz üstü çökebilir. Bu konuda uzman olan Prof. Dr. Ahmet Ercan Görür, Marmara depremi olduğu takdirde Marmara bölgesinin hızlıca önlemler alınmadığı sürece ekonomik anlamda büyük kayıplar yaşayacağına dikkat çekiyor. Bu kayıplar, ürettikleri mal ve hizmetlerin yanı sıra, insan kaybı nedeniyle de oluşacak. Ülkenin ekonomik bağımsızlığı da tehlikeye girebilir.
Görür, bu nedenle şehirlerin hızla depreme dirençli hale getirilmesi gerektiğini söylüyor. Yapılması gerekenler arasında deprem hasarlarının en aza indirilmesi için modern yapı tekniklerinin uygulanması, depreme dayanıklı binaların inşa edilmesi, kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması gibi önlemler yer alıyor.
Deprem riskinin yüksek olduğu bir ülkede yaşayan insanlar olarak, depreme hazırlıklı olmak ve bu yönde çalışmalar yapmak büyük önem taşıyor. Deprem anında doğru davranışlar sergileyerek can kaybı ve mal kaybını en aza indirebiliriz. Bunun için deprem bilincinin artırılması, acil durum planlarının yapılması ve bu planların uygulanması gerekiyor.

